HÂCE-İ CİHAN’IN VAKFETTİĞİ
BİR KİTAP VE VAKFİYESİ
Konya Selçuklu’nun başkenti; Yusuf Ağa ise Kütüphanesi adeta Selçuklu’nun hafızası durumunda; Ayrıca 1984 yılında açılan Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi bugün Anadolu’nun belleği durumundaki eserlerin merkezi haline gelmiştir.
İstanbul’daki kütüphanelerde bulunan kitapların, yıllar önce katalogları hazırlanmış olup, bu eserler yerli yabancı bilim adamları tarafından adeta didik didik incelenmiştir.
Ancak Konya’daki eserlerin birçoğuna el sürülmemiş, bu eserler birer hazine gibi uyumakta ve esrarlarını korumaktadır. Bu tarihi kaynaklar tarandıktan sonra hiç umulmadık, taze ve orijinal bilgiler, ilmin ve tarihin pek çok kör düğümlerini çözecektir. III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın Kethüdası Yusuf Ağa tarafından 1794 yılında kurulmuş olan, Yusuf Ağa Kütüphanesi 3186 cilt içerisinde 5152 eseriyle araştırmacıları beklemektedir.
Kütüphanemizdeki tetkikimiz sırasında 5467 numaralı “Şerhu’t Tasavvuf fi Marifeti’l Tasavvu”f (Müellifi: Ebu Bekir Muhammed bi İbrahim el Buhâri el Kalâbâdi) isimli eser Hâce-i Cihân tarafından bağışlanmış olup, büyük bir ihtimalle Hace-i Cihan kendi el yazısı ile kitaba bir de vakfiye yazmıştır. Bu vakfiye ile “Hocacihan” olarak bildiğimiz “Hâce-i Cihân”’nın dedesin adının Ahmet, babasının adının Kayser, kendi adının Süleyman olduğunu, Hace-i Cihan olarak da şöhret bulduğunu; en önemlisi de bu zamana kadar Tüccar olarak bilinen Hoca Cihan’ın , vakfiyede geçen “el-Emir” ve “el-Melik” ifadelerinden, bir devlet adamı olduğunu öğreniyoruz.
OKUNUŞU:
Vakafe el-Emîr el- Kebîr el-Hasîb en-Nesîb el-Melik, Melikû’l-kibâr, el-Mustahfaz Muvahhidîn, Ahmed Kayser bin, Süleyman el-ma’rûf be Hâce-i Cihân ale’z-zâviye es-Sadriyye radıyallahu anh şartı inne’l-cemîl minha’l-ebhese ve beyyene “femen beddelehû ba’demâ semiahü fe innemâ ismühû âlellezîne yübeddilûneh innallâhe semiûn alîm” fi târîh ışrîne Ramazan sitte ve sitte mie (616/1219)
Bekir ŞAHİN
|